Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle
inanan bir kavim için ayetler vardır. Gece ile gündüzün art arda
gelişinde (veya aykırılığında), Allah'ın gökten rızık indirip ölümünden
sonra yeryüzünü diriltmesinde ve rüzgarları (belli bir düzen içinde)
yönetmesinde aklını kullanan bir kavim için ayetler vardır. (Casiye Suresi, 4-5)
Allah gökten su indirdi, ölümünden sonra yeri onunla diriltti;
işitebilen bir topluluk için bunda gerçekten bir ayet vardır. Sizin için
hayvanlarda da elbette ibretler vardır, size onların karınlarındaki
fers (yarı sindirilmiş gıdalar) ile kan arasından, içenlerin boğazından
kolaylıkla kayan dupduru bir süt içirmekteyiz. Hurmalıkların ve
üzümlüklerin meyvelerinden kurdukları çardaklarda hem sarhoşluk verici
içki, hem güzel bir rızık edinmektesiniz. Şüphesiz aklını kullanabilen
bir topluluk için, gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 65-67)
Yeryüzünde birbirine yakın komşu kıtalar vardır; üzüm bağları,
ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar da vardır ki, bunlar aynı su
ile sulanır; ama ürünlerinde (ki verimde ve lezzette) bazısını bazısına
üstün kılıyoruz. Şüphesiz, bunlarda aklını kullanan bir topluluk için
gerçekten ayetler vardır. (Rad Suresi, 4)
Sizin için gökten su indiren O'dur; içecek ondan, ağaç ondandır
(ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız. Onunla sizin için ekin,
zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir.
Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır. Geceyi,
gündüzü, güneşi ve ayı sizin emrinize verdi; yıldızlar da O'nun emriyle
emre hazır kılınmıştır. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilen bir topluluk
için ayetler vardır. (Nahl Suresi, 10-12)
O, sizi yeryüzünde yaratıp-türetendir ve hepiniz yalnızca O'na
(döndürülüp) toplanacaksınız. O, yaşatan ve öldürendir; gece ile
gündüzün aykırılığı (veya art arda gelişi) da O'nun (kanunu)dur. Yine de
aklınızı kullanmayacak mısınız? (Mü'minun Suresi, 79-80)
Göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin
ayrı olması, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, alimler için
gerçekten ayetler vardır. Geceleyin ve gündüzün uyumanız ile O'nun
fazlından (geçiminizi temin için rızkınızı) aramanız, O'nun
ayetlerindendir. Şüphesiz işitebilen bir kavim için gerçekten ayetler
vardır. Size bir korku ve umut (unsuru) olarak şimşeği göstermesi ile
gökten su indirmek suretiyle ölümünden sonra yeri onunla diriltmesi de,
O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilecek bir kavim
için gerçekten ayetler vardır. (Rum Suresi, 22-24)
Size kendi nefislerinizden bir örnek verdi: "Size rızık olarak
verdiğimiz şeylerde, sağ ellerinizin malik olduklarınızdan, sizinle eşit
olup kendi kendinizden korktuğunuz gibi kendilerinden de korktuğunuz
(veya çekinip saygı duyduğunuz) ortaklar var mıdır? "İşte Biz, aklını
kullanabilen bir kavim için ayetleri böyle birer birer açıklarız. (Rum Suresi, 28)
O'dur ki, sizi topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir
alak'tan (embriyo) yarattı; sonra sizi bir bebek olarak çıkarmakta,
sonra güçlü (erginlik) çağınıza erişmeniz, sonra da yaşlanmanız için
size (belli bir ömür vermektedir). Sizden kiminin daha önce hayatına son
verilmektedir; adı konulmuş bir ecele erişmeniz ve belki aklınızı
kullanmanız için (Allah sizi böyle yaşatır). (Mü'min Suresi, 67)
Rablerine icabet edenlere daha güzeli vardır. O'na icabet
etmeyenler ise, yeryüzündekilerin tümü ve bununla birlikte bir katı daha
onların olsa mutlaka (kurtulmak için) bunu fidye olarak verirlerdi.
Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir. Onların barınma yerleri
cehennemdir, ne kötü bir yaratıktır o!.. Peki, sana Rabbinden
indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen kişi, o görmeyen (a'ma) gibi
midir? Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünebilirler. (Rad Suresi, 18-19)
Yoksa o, gece saatinde kalkıp da secde ederek ve kıyama durarak
gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini
umut eden (gibi) midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?
Şüphesiz, temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünürler." (Zümer Suresi, 9)
Görmüyor musun; gerçekten Allah, gökyüzünden su indirdi de onu
yerin içindeki kaynaklara yürütüp-geçirdi. Sonra onunla çeşitli
renklerde ekinler çıkarıyor. Sonra kurumaya başlar, böylece onu sararmış
görürsün. Sonra da onu kurumuş kırıntılar kılıyor. Şüphesiz bunda,
temiz akıl sahipleri için gerçekten öğüt alınacak bir ders (zikr)
vardır. (Zümer Suresi, 21)
Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene
büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt
alıp-düşünmez. (Bakara Suresi, 269)
Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan, Kitabın anası (temeli) olan bir
kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir
kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan
müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez.
İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık, tümü Rabbimizin Katındandır"
derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez. (Al-i İmran Suresi, 7)
Ey iman edenler, sizden olmayanları sırdaş edinmeyin. Onlar size
kötülük ve zarar vermeye çalışıyor, size zorlu bir sıkıntı verecek
şeyden hoşlanırlar. Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur,
sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür. Size ayetlerimizi
açıkladık; belki akıl erdirirsiniz. (Al-i İmran Suresi, 118)
De ki: "Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım:
O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anne-babaya iyilik edin,
yoksulluk-endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. -Sizin de, onların da
rızıklarını biz vermekteyiz- Çirkin-kötülüklerin açığına ve gizli
olanına yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Allah'ın (öldürülmesini)
haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte bunlarla size tavsiye (emr)
etti; umulur ki akıl erdirirsiniz." (Enam Suresi, 151)
Biz senden önce, şehirler halkına kendilerine vahyettiğimiz
kimseler dışında (başkalarını elçi olarak) göndermedik. Hiç yeryüzünde
dolaşmıyorlar mı, ki kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona
uğradıklarını görmüş olsunlar? Korkup-sakınanlar için ahiret yurdu
elbette daha hayırlıdır. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz? (Yusuf Suresi, 109)
Elçilerimiz Lut'a geldikleri zaman o, bunlar dolayısıyla kötüleşti
ve içi daraldı. Dediler ki: "Korkuya düşme ve hüzne kapılma. Karın
dışında, seni ve aileni muhakak kurtaracağız. O ise, arkada kalacaktır."
"Şüphesiz biz, fasıklık yapmalarından dolayı, bu ülke halkının üstüne
gökten iğrenç bir azap indireceğiz." Andolsun, biz akledebilecek bir
kavim için orada apaçık bir ayet bırakmışızdır. (Ankebut Suresi, 33-35)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder